19 Nisan 2018 Perşembe





                                        HASTA ODASI 

                                         HAZIRLAMA

 1. HASTA ODASI :Yataklı servisler, hastane hizmetlerin tedavi ve bakım sürecinin yapıldığı birimlerdir. Bu birimlerde hastaların geçirdiği süre, aldığı hizmet ve alt yapı tedavi ve bakım sürecinin en önemli bileşenleridir. Hastalar hastanede yatarken tüm zamanlarını odalarında ve yataklarında geçirirler. Bu nedenle hasta odaları, işlevsellik ve konfor açısından hastalar, hasta başında bulunan refakatçiler, tedavi ve bakım hizmetlerini gerçekleştiren sağlık çalışanlarının tüm beklentilerini karşılayabilecek nitelikte olmalıdır.
1.1. Hasta Odasının Özellikleri ve Düzenlenmesi: Hasta odası, hastanın fiziksel ve psikolojik ihtiyaçlarına cevap verecek, sağlık personelinin rahat çalışmasına olanak sağlayacak özellikte, düzenli ve tertipli olmalıdır. Hasta, odada bulunan eşyalara kolay ulaşabilmeli ve kullanım özelliklerini bilmelidir. Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliğine göre yataklı tedavi kurumlarında hasta odalarının bir veya iki kişilik olarak düzenlenmesi esastır. Ancak kurumun fizik şartlarına göre daha fazla hastanın kalabileceği çok yataklı hasta odaları da düzenlenebilir. Tek yataklı hasta odaları en az dokuz metrekare, birden çok yataklı hasta odaları, hasta yatağı başına en az yedi metrekare alana sahip olmalıdır. Odalarda banyo, tuvalet ve lavabo bulunmalı, ıslak zeminlerde yer döşemeleri, kayarak düşmeyi engelleyen malzemelerden yapılmalıdır.
Hasta odaları, doğrudan ve yeterli gün ışığı ile aydınlanabilecek konumda, taban ve duvarları düzgün ve kolay temizlenebilecek nitelikte ve dezenfeksiyon amaçlı kullanılan kimyasal maddelere karşı dayanıklı olmalıdır. Yer döşemeleri dayanıklı, kaygan olmayan ve gürültüyü engelleyen malzemelerden yapılmalıdır. Odanın duvar rengi hastayı rahatlatacak şekilde doğal, yumuşak ve pastel renklerden seçilmelidir. Pencerelerde odaya fazla ışık gelmesini önlemek amacıyla, duvar ve eşya rengiyle uyumlu, yıkanabilir özellikte tül ve güneşlik bulunmalıdır. Tüm pencerelerin zeminden yüksekliği en az 90 cm. odaların tavan yükseklikleri 270 cm. olmalıdır.
Hasta Odasında Bulunması Gereken Eşyalar ve Özellikleri: Hasta odasında, her hasta için bir karyola bulunur. Hasta karyolası yatakları, hasta Karyola, yetişkin ve çocuk hastalar için uygun ebatlarda, hasta ve sağlık personeli tarafından ergonomik, pratik ve güvenli olarak kullanılabilmelidir. Hasta karyolası, hastaya pozisyon vermeye uygun, ayak ve başucu istendiğinde yükseltilip alçaltılabilen, ayakları gerektiğinde hareket ettirilebilme ve kilitlenme özelliğine sahip tekerlekli, yüksekliği ayarlanabilir olmalıdır. Her iki tarafında hastanın güvenliğini sağlamak amacıyla yan korkuluklar bulunmalıdır. Karyolanın başucu ve ayakucu panellerinin her iki tarafında serum askısı yuvaları ve bir adet serum askısı bulunmalıdır. Karyola üzerinde serum askısı yoksa her yatak için yataktan bağımsız, seyyar serum askısı yatağın başında olmalıdır. Ayrıca drenaj torbaları ve aksesuarlar için de karyolanın her iki tarafında askı bulunmalıdır. Teknolojik gelişmelerle birlikte, işlevselliği açısından daha fazla donanıma sahip, elektrikli, üzerinde kumanda sistemi bulunan, elektrik kesintilerinde üzerinde bulunan aküyle çalışabilen, hareketli karyolalar hasta odalarında yer almaya başlamıştır.
Tedavisi uzun süren hastalıklar ve sürekli yatmayı gerektiren durumlar kas- iskelet sistemi hastalıklarına, dolaşım sistemi bozukluklarına ve yatak yaralarının (dekibütüs) oluşumuna zemin hazırlar. Hastalar bütün zamanlarını yataklarında geçirirler. Bu nedenle hasta karyolasında bulunan yatak (şilte), vücudun normal anatomik duruşuna uygun sertlikte, kıvrılma özelliğine sahip, rahat, dezenfekte edilebilen ve silinebilen malzemeden yapılmış olmalıdır.

Hasta yatağı sürekli yıkanabilen bir malzeme değildir. Silinebilir özellikte olamayan hasta yatakları için yatak koruyucu (alez) kullanılır. Yatak koruyucu, çarşaftan önce yatağa serilir. Hastanelerde, yatakla temas eden yüzü muşambadan, hastayla temas eden yüzü pamuklu malzemeden yapılmış olanlar tercih edilmektedir. Yatak koruyucu, yatağın üst bölümünü tamamen kapatmalı, yataktan büyük veya küçük olmamalıdır. Kadın doğum servislerinde, acil servis, çocuk servisi ve yoğun bakım gibi hasta yatağının sık kirlendiği ünitelerde yatağın ve çarşafın kirlenmesini engellemek için ara muşambası kullanılır. Ara muşambası, çarşafın üzerine serilir. Hastanın sırt ve diz kapağı bölgesini kapsayacak boyutta olmalıdır. Ortalama boyu 70-80 cm ve eni 60-70 cm olan muşambanın uçlarına, yatak şiltesinin altına sıkıştırmak için 40-50 cm genişliğinde kumaş eklenir. 



Her hasta yatağı için pamuklu kumaş veya patiskadan yapılmış, eni ve boyu yönetim tarafından belirlenmiş, nevresim takımı olmalıdır. Nevresim takımı çarşaf, yastık kılıfı ve nevresimden oluşur. Nevresim, içine battaniye geçirilerek ya da tek başına kullanılır. Nevresim takımları, 90 derecede ve her türlü deterjanla kolay yıkanmaya uygun olmalıdır. Yıkanma sonrası solmamalı, deforme olmamalı ve ütülemesi kolay olmalıdır. Günümüzde değiştirme kolaylığı, zamandan tasarruf açısından, köşeleri ve kenarları lastikli çarşafların kullanımı yaygınlaşmıştır. Yastık kılıfının yastığa rahat geçirilebilmesi için ölçüleri yastıktan birkaç santim daha büyük olmalıdır. Ayrıca yastığı olası kirlenmelere karşı koruyan, yastık kılıfından önce yastığa geçirilen yastık alezleri de kliniklerde kullanılmaktadır. Yastık alezi, çamaşır makinesinde 90 derecede yıkanabilir, çabuk kuruyan, ütü istemeyen özellikte ve tercihen beyaz renkte olmalıdır. Antibakteriyel ve anti alerjen olmalı ve terleme yapmamalıdır. Hastalar için kullanılan battaniye, sentetik ve yün karışımından üretilir. Genellikle nevresimin içine geçirilerek kullanılır. Nevresimle birlikte ya da tek olarak kullanılabilen, hafif, yıkanabilir ve pamuklu kumaştan yapılmış pikeler de hastanelerde sıklıkla kullanılmaktadır. Hastalar için çeşitli amaçlarla kullanılan yastıklar, çeşitli boyutta ve kalınlıkta, iç dolgu maddesi pamuk, elyaf, sünger parçaları ve yünden olabilir. Yün yastıklar kullanışlı ve rahat olmasına rağmen, temizliğinin hastane şartlarında zor olması nedeniyle tercih edilmez. Yastığın kullanılış amaçları arasında; uyumak için başın altına koymak, hastaya pozisyon vermek ya da desteklemek, astımlı hastaların solunumunu rahatlatmak ve ekstremiteleri (kol ve bacaklar) yükseğe kaldırmak sayılabilir.



Hasta odasında her hasta yatağı için yatağının başucunda hastanın bardak, su, peçete gibi günlük kullanabileceği eşyalarını koyabileceği çekmeceli, tekerlekli, küçük etajer bulunur. Son yıllarda kullanım kolaylığı ve yerden tasarruf sağlaması nedeniyle, yemek masası aparatı da bulunan etajerler tercih edilmektedir. Etajerde yemek masası aparatı yoksa her hasta için bir adet, yüksekliği ayarlanabilen, tekerlekli, yatak üzerinde kolay hareket edebilen yemek masası bulunur.


Hasta odasında hastanın ya da refakatçinin oturabileceği bir sandalye, gerektiğinde refakatçinin yatıp dinlenebileceği pozisyon verilebilen bir koltuk/ kanepe bulunmalıdır. Sandalyenin, dayanıklı ve rahat olması gerekir. Kolay temizlenebilen, üzerinde mikroorganizma barındırmayan malzeme ile kaplanmış olması tercih edilmelidir.


Çağrı Sistemi: Tüm hasta odalarında çalışır durumda yatak başı bağlantılı çağrı sistemi bulunmalıdır. Çağrı sisteminin çalışıp çalışmadığı sürekli kontrol edilmelidir. Hasta ve refakatçilerine kullanımı ile ilgili bilgi verilmeli, acil durumlar dışında kullanmamaları gerektiği hatırlatılmalıdır.


Çağrı sisteminin çalışma prensibi şöyledir: Hasta, el setindeki hemşire çağrı düğmesine bastığında, hemşire bankosundaki hemşire çağrı gösterge paneli üzerinde; hasta oda ve yatak numarası flaş eder ve sesli ikazda bulunur. Aynı anda hastanın oda kapısı üstündeki ikaz lambası flaş eder. Hemşire, hasta odasına gelip hasta yatak başı ünitesi üzerindeki ışıklı hemşire iptal butonuna bastığında kapı üstü ışığı sürekli yanmaya başlar, hemşire çağrı gösterge paneli üzerinde flaş eden oda numarası ise söner. Kapı üstündeki ışığın sürekli yanmaya başlaması hemşirenin o hasta odasında olduğunu gösterir. Hemşire, odadaki işi bitince kapı çıkışındaki iptal anahtarına bastığında hastanın oda kapısı üstündeki ikaz lambası ışığı söner. Örneğin resim 1.15 deki göstergede, üstteki rakamlar 218 ve 219 numaralı odaların 3.yataklarında yatan hastaların çağrı zilini kullandıkları görülmektedir.


Merkezi Oksijen Sistemi: Hastanın rahatsızlığı ile ilgili oksijen verilmesi gereken durumlarda kullanılmak üzere tasarlanmış, merkezi oksijen sistemi olmalıdır. Merkezi sistemde, oksijen belli bir merkezden duvar içindeki boru sistemi ile hasta yataklarının başucuna kadar ulaştırılır. Oksijenin duvardan çıkış yerine flowmetre (oksijen akımını ölçen alet) ve humidifer (oksijen nemlendirme kabı) yerleştirilir ve ihtiyaç halinde buradan kullanılır. Hasta başı ünitesinin bulunmadığı durumlarda, hasta odasına iki yatak için 1 mobil (hareketli-taşınabilir) oksijen tüpü konulmalıdır. Oksijen tüpleri, çelikten veya hafif metalden yapılmış, kullanıldıkları yere göre çeşitli büyüklükte ve hacimde olan tüplerdir.



Regülatör ( Basınç Ayarlayıcı / Düzenleyici): Oksijen tüpündeki basınç, hastaya oksijen vermek için çok yüksektir. Tıbbî açıdan kullanılabilmesi için basıncın uygun seviyeye (40-70-psidpound) düşürülmesi gerekir. Bu nedenle basıncı düzenlemek üzere, regülatör adı verilen göstergeli düzenleyiciler kullanılır. Regülatör, oksijen tüpüne tam oturtulmalıdır. Gevşek yerleştirilmiş bir regülatör, tüpü patlayıcı bir şekle dönüştürebilir. Tek yönlü ve iki yönlü olmak üzere iki çeşit regülatör vardır. Kullanıma daha elverişli olduğundan tek yönlü olanlar yaygındır. 


Flowmetre (Akımölçer/ Debimetre): Hastaya verilen oksijenin litre olarak dakikadaki akış hızını ayarlar. Değişik çeşitleri mevcuttur. Flovmetreler genellikle âcil olarak kullanılacak olan oksijen tüplerinin üzerindeki basınç düzenleyicilerin üzerine sabit olarak yerleştirilir. En sık kullanılan flovmetreler, “basınç ayarlı” akımölçerler ve “bourdan” akımölçerlerdir. Basınç ayarlı akımölçerlerde işaretli bir tüp içinde küçük bir boncuk vardır. Tüpün içindeki akıma göre bu boncuk yukarı çıkar. Gaz akımı boncuğun alt tarafından iğneli bir valf ile kontrol edilir. Gazın gelişini engelleyen bir durum, örneğin; hortumların kıvrılması, boncuğun aşağı düşmesine neden olur. Çünkü bu boncuk sadece gelen gazın basıncını ölçer. Basınç ayarlı akımölçerler yer çekiminden etkilenir, bu nedenle mutlaka dik pozisyonda tutulması gerekir. Bourdan akımölçer, yer çekiminden etkilenmendiği ve her pozisyonda kullanılabildiği için âcillerde en çok kullanılan akımölçerdir. En büyük dezavantajları tüplerde herhangi bir kıvrılma olduğunda daha yüksek bir basınç göstermesidir.
Humidifer (Oksijen Manometre Kavanozu, Nemlendiriciler): Oksijen kaynağından gelen oksijenin nemlenmesini sağlayan, cam veya plastikten yapılmış, akımölçerlere bağlı olarak kullanılan bir oksijen kaynağı ekipmanıdır. Nemlendirici, genellikle kırılmaz cinsten bir kap ve üzerine yerleştirilmiş akımölçerden oluşur. Oksijen verme işleminden önce humidiferin 2/3‟ü steril suyla doldurularak çalışıp çalışmadığı kontrol edilir. Merkezi sistemden ve tüpten gelen O2 kurudur, içinde hiç su buharı yoktur. Bu nedenle O2 verilirken hastanın mukozalarının kurumasını önlemek için nemlendirme çok önemlidir. Ağız, burun ve akciğerlerde mukozaların aşırı kuruması solunumu zorlaştırır. Humidiferin içindeki su azaldığında üstüne ekleme yapılmamalı, temizlenip dezenfekte edildikten ve kurutulduktan sonra kap yerine takılarak tekrar steril su ile doldurulmalıdır. Kullanılmayan humidiferler boş, temiz ve kuru tutulmalıdır. Bu su kabı kuru ve temiz tutulmazsa yosun/ tortu bağlayarak çeşitli bakterilerin, mantarların üremesine yol açar. Sonuçta bu mikroplar doğrudan hastanın solunum yollarına yerleşir. Bu nedenle her uygulamadan sonra humidifer yıkanıp steril distile su ile doldurulmalı ve haftada bir kez uygun dezenfektanlar ile temizlenmelidir. Tek kullanımlık nemlendirici kaplar tercih edilmelidir. Tekrar kullanılabilir özellikte ise yeni yatan bir hasta için önceki hastadan kalmış humidiferler kesinlikle kullanılmamalıdır. Her yeni hasta için temizlenip dezenfekte edilmiş ve kurutulmuş yeni bir humidifer kullanılmalıdır.
Kliniklerde solunumu olan hastalara oksijen verme işlemi sırasında; nazal kanül, basit yüz maskesi, kısmî geri dönüşümlü maske, geri dönüşümsüz maske, venturi maske, nebulizer maske kullanılır. Bu malzemeler hastaya özel olmalıdır. Bir hastanın malzemesi başka bir hastaya kesinlikle kullanılmamalıdır. 



Nazal Kanül: Hastanın burun deliklerine yerleştirilen yaklaşık 1,5 cm uzunluğunda iki tane burun deliği çıkıntısı olan, ince uzun polietilen ya da plastikten yapılmış, iki ucu açık hortum şeklindedir. Nazal (Orofarengeal) Kateter: Burun girişinden orofarenkse kadar itilen distal kısmında birkaç çıkış deliği olan plastik kateterlerdir

Oksijen maskeleri: Kauçuk veya plastikten yapılmış, ağız ve burnu içine alacak şekilde düzenlenmiş, akciğerlerin oksijenlenmesi ve ventilasyonu için kullanılan araçlardır. Üzerindeki lastik ve burun klipsi, maskenin yüze rahatça takılmasını sağlar.
Aspiratör: Ürettiği vakum (emme) gücü ile yabancı maddeleri emerek ortamdan uzaklaştıran cihazdır. Tıp alanında kullanılan aspiratörlere cerrahi aspiratör denir. Cerrahi aspiratör, ürettiği negatif basınçla vücut boşluklarındaki istenmeyen sıvı, sekresyon, partikül vb. emen ve bir toplama kavanozunda biriktiren cihazdır. Farklı çeşitleri vardır. Merkezî aspiratör, güçlü bir vakum ünitesinin emiş gücünü, steril borular ile hasta başı ünitesine aktararak çalışan sistemdir. Mobil aspiratörler ise kesintisiz güç kaynağı ile çalışan, tekerlekli, genellikle tek toplama kavanozuna sahip cihazlardır. Aspiratör kavanozu cam ya da sert plastikten yapılmış sekresyonların biriktiği kaptır. Kavanoz en az 2 litre kapasiteli üretilir. Dolduğu zaman otomatik olarak kapanacak şekilde vana sistemi bulunur. Aspiratörün vakum gücü vakum ayarlama düğmesi ile ayarlanır. Aspiratör sondaları hastaya uygun ve steril olmalıdır. Hasta başında bulunan ve aspirasyon sondasının temizlenmesinde kullanılan steril su, 8 saatte bir değiştirilmelidir. Yatak başı ünitesi yoksa gerektiğinde mobil aspiratörler kullanıma hazır bulundurulur.
1.4.Hasta Odasının Yerleşim Planı Hasta odaları temel olarak; hastayla ilgili alan, ayak duvarı, baş duvarı, refakatçi alanı, dolaşım alanı, doktor/hemşire bakım alanı ve banyo/tuvalet olarak bölümlendirilebilir. Bunlar:  Ayak duvarı: Hastanın ilk görsel odak noktası olduğu için, ayak duvarına monte edilen tıbbi bakımla ilgili donatıların sayısını en aza indirerek ve tüm unsurları birleştirerek ve basitleştirerek görsel kargaşa azaltılmalıdır.  Baş Duvarı: Personelin teknik gereklilikleri en uygun şekilde uygulamasına imkân vererek, tıbbi alet ve tesisatın görünebilirliğini hasta ve ziyaretçiler açısından en aza indirecek şekilde tasarlanır.  Refakatçi Alanı: Aile; hasta yatağına yakın olmalı, oturma alanından hastayı ve televizyonu rahatça görebilmeli, ailenin hastabakıcı alanından ayrı, yeterli alanı ve uyuma bölgesi mevcut olmalıdır.  Dolaşım Alanı: Hastanın başucuna erişimde yeterli personel alanı olmalı, hasta etrafında dolaşımda hastabakıcı yardımı için ilave yer olmalı, hastayı oda içi ve dışına taşınmada sedye için engelsiz taşıma yolu olmalıdır. Birden fazla yatak bulunan odalarda donanıma ve yataklara geçiş mümkün olacak şekilde her yatağın ayak kısmının önünde 110 cm ve iki yatak arasında 120 cm’lik bir açıklık olmalıdır. Tek kişilik odalarda ayak kısmında ve yatağın her iki yanında en az 110 cm’lik açıklık bulunmalıdır.  Doktor / Hemşire Bakım Alanı: Personel engellere takılmaksızın yatak etrafında hareket edebilmeli ve ekipman için yeterli yer olmalı, malzemelere erişimde hasta odasının bitişiğinde veya içinde malzemeler için yer olmalı, odada veya koridordaki sabit bir yerde bilgi erişimi için bilgisayar bulunmalı, tıbbi personelin kullanımı için el yıkama alanları olmalıdır.  Hasta ve Refakatçinin Ortak Alanı-Tuvalet /Banyo: En yaygın hasta odası tuvaleti yerleşim düzeni; iç tuvalet odası, dış tuvalet odası ve iç içe geçmiş veya ortada yer alan tuvalet odası şeklindedir. Genelde hasta odalarında tuvalet ve duş bölümü aynı odada bulunur.


Hasta Odasında Alınacak Güvenlik Önlemleri Güvenli bir ortamın sağlanmasında; kazalar, hastane enfeksiyonları ve çevre kirliliğinden kaynaklanan durumları tespit etmek ve önlemler almak esastır. Hastanelerde en sık görülen kaza, düşmelerdir. Düşmeler özellikle yaşlı hastalarda, geriatri servislerinde ve genellikle sabahın erken saatlerinde görülmektedir. Düşme riski olan hastalar belirlenmeli ve hastanın bağımsızlığı gereksiz yere kısıtlanmamalıdır. Alınabilecek başlıca önlemler şunlardır:  Yatak yapımı, hastanın hijyenini sağlama gibi durumlarda indirilen karyola kenarlıkları işlem sonunda kaldırılmalı.  Hastanın kişisel ihtiyaçlarını karşılayan etajeri, yemek masası, sandalyesi ulaşabileceği yakınlıkta, yatağına yakın olarak yerleştirilmeli.  Çağrı zili hastanın her zaman rahatlıkla ulaşabileceği yerde olmalı, banyo ve tuvaletlerde çalışır durumda bulunmalı, hasta ve refakatçileri tuvalet ve banyonun içeriden kilitlenmemesi konusunda uyarılmalı ve tuvalet kapıları dışarı doğru açılacak şekilde düzenlenmeli.  Tekerlekli yataklar, tekerlekli sandalyeler, boş sedyeler hasta ve çalışanlara çarpmayacak şekilde, frenleri kilitli olarak bırakılmalı.  Destekli yürüyebilen hastaların kullandığı baston ya da koltuk değneği kolay ulaşabileceği yakınlıkta, diğer hastaların ise takılarak düşmesini engelleyecek şekilde yerleştirilmeli, koridorlarda hastanın yürürken tutabileceği bantlar bulunmalı.  Çevre düzenli olmalı, yerlerde üstüne basılabilecek kablo vb. gereksiz eşyalar bulunmamalı, kullanılmayan her türlü malzeme odadan alınmalı. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder