HASTA ODASI
HAZIRLAMA
1. HASTA ODASI :Yataklı servisler, hastane hizmetlerin tedavi ve bakım sürecinin yapıldığı birimlerdir.
Bu birimlerde hastaların geçirdiği süre, aldığı hizmet ve alt yapı tedavi ve bakım sürecinin en
önemli bileşenleridir. Hastalar hastanede yatarken tüm zamanlarını odalarında ve
yataklarında geçirirler. Bu nedenle hasta odaları, işlevsellik ve konfor açısından hastalar,
hasta başında bulunan refakatçiler, tedavi ve bakım hizmetlerini gerçekleştiren sağlık
çalışanlarının tüm beklentilerini karşılayabilecek nitelikte olmalıdır.
1.1. Hasta Odasının Özellikleri ve Düzenlenmesi: Hasta odası, hastanın fiziksel ve psikolojik ihtiyaçlarına cevap verecek, sağlık
personelinin rahat çalışmasına olanak sağlayacak özellikte, düzenli ve tertipli olmalıdır.
Hasta, odada bulunan eşyalara kolay ulaşabilmeli ve kullanım özelliklerini bilmelidir.
Yataklı Tedavi Kurumları İşletme Yönetmeliğine göre yataklı tedavi kurumlarında
hasta odalarının bir veya iki kişilik olarak düzenlenmesi esastır. Ancak kurumun fizik
şartlarına göre daha fazla hastanın kalabileceği çok yataklı hasta odaları da düzenlenebilir.
Tek yataklı hasta odaları en az dokuz metrekare, birden çok yataklı hasta odaları, hasta
yatağı başına en az yedi metrekare alana sahip olmalıdır. Odalarda banyo, tuvalet ve lavabo
bulunmalı, ıslak zeminlerde yer döşemeleri, kayarak düşmeyi engelleyen malzemelerden
yapılmalıdır.
Hasta odaları, doğrudan ve yeterli gün ışığı ile aydınlanabilecek konumda, taban ve
duvarları düzgün ve kolay temizlenebilecek nitelikte ve dezenfeksiyon amaçlı kullanılan
kimyasal maddelere karşı dayanıklı olmalıdır. Yer döşemeleri dayanıklı, kaygan olmayan ve
gürültüyü engelleyen malzemelerden yapılmalıdır. Odanın duvar rengi hastayı rahatlatacak
şekilde doğal, yumuşak ve pastel renklerden seçilmelidir. Pencerelerde odaya fazla ışık
gelmesini önlemek amacıyla, duvar ve eşya rengiyle uyumlu, yıkanabilir özellikte tül ve
güneşlik bulunmalıdır. Tüm pencerelerin zeminden yüksekliği en az 90 cm. odaların tavan
yükseklikleri 270 cm. olmalıdır.
Hasta Odasında Bulunması Gereken Eşyalar ve Özellikleri: Hasta odasında, her hasta için bir karyola bulunur. Hasta karyolası yatakları, hasta
Karyola, yetişkin ve çocuk hastalar için uygun ebatlarda, hasta ve sağlık personeli tarafından
ergonomik, pratik ve güvenli olarak kullanılabilmelidir. Hasta karyolası, hastaya pozisyon
vermeye uygun, ayak ve başucu istendiğinde yükseltilip alçaltılabilen, ayakları gerektiğinde
hareket ettirilebilme ve kilitlenme özelliğine sahip tekerlekli, yüksekliği ayarlanabilir
olmalıdır. Her iki tarafında hastanın güvenliğini sağlamak amacıyla yan korkuluklar
bulunmalıdır. Karyolanın başucu ve ayakucu panellerinin her iki tarafında serum askısı
yuvaları ve bir adet serum askısı bulunmalıdır. Karyola üzerinde serum askısı yoksa her
yatak için yataktan bağımsız, seyyar serum askısı yatağın başında olmalıdır. Ayrıca drenaj
torbaları ve aksesuarlar için de karyolanın her iki tarafında askı bulunmalıdır. Teknolojik
gelişmelerle birlikte, işlevselliği açısından daha fazla donanıma sahip, elektrikli, üzerinde
kumanda sistemi bulunan, elektrik kesintilerinde üzerinde bulunan aküyle çalışabilen,
hareketli karyolalar hasta odalarında yer almaya başlamıştır.
Tedavisi uzun süren hastalıklar ve sürekli yatmayı gerektiren durumlar kas- iskelet
sistemi hastalıklarına, dolaşım sistemi bozukluklarına ve yatak yaralarının (dekibütüs)
oluşumuna zemin hazırlar. Hastalar bütün zamanlarını yataklarında geçirirler. Bu nedenle
hasta karyolasında bulunan yatak (şilte), vücudun normal anatomik duruşuna uygun sertlikte,
kıvrılma özelliğine sahip, rahat, dezenfekte edilebilen ve silinebilen malzemeden yapılmış
olmalıdır.
Hasta yatağı sürekli yıkanabilen bir malzeme değildir. Silinebilir özellikte olamayan
hasta yatakları için yatak koruyucu (alez) kullanılır. Yatak koruyucu, çarşaftan önce yatağa
serilir. Hastanelerde, yatakla temas eden yüzü muşambadan, hastayla temas eden yüzü
pamuklu malzemeden yapılmış olanlar tercih edilmektedir. Yatak koruyucu, yatağın üst
bölümünü tamamen kapatmalı, yataktan büyük veya küçük olmamalıdır.
Kadın doğum servislerinde, acil servis, çocuk servisi ve yoğun bakım gibi hasta
yatağının sık kirlendiği ünitelerde yatağın ve çarşafın kirlenmesini engellemek için ara
muşambası kullanılır. Ara muşambası, çarşafın üzerine serilir. Hastanın sırt ve diz kapağı
bölgesini kapsayacak boyutta olmalıdır. Ortalama boyu 70-80 cm ve eni 60-70 cm olan
muşambanın uçlarına, yatak şiltesinin altına sıkıştırmak için 40-50 cm genişliğinde kumaş
eklenir.
Her hasta yatağı için pamuklu kumaş veya patiskadan yapılmış, eni ve boyu yönetim
tarafından belirlenmiş, nevresim takımı olmalıdır. Nevresim takımı çarşaf, yastık kılıfı ve
nevresimden oluşur. Nevresim, içine battaniye geçirilerek ya da tek başına kullanılır.
Nevresim takımları, 90 derecede ve her türlü deterjanla kolay yıkanmaya uygun olmalıdır.
Yıkanma sonrası solmamalı, deforme olmamalı ve ütülemesi kolay olmalıdır. Günümüzde
değiştirme kolaylığı, zamandan tasarruf açısından, köşeleri ve kenarları lastikli çarşafların
kullanımı yaygınlaşmıştır. Yastık kılıfının yastığa rahat geçirilebilmesi için ölçüleri
yastıktan birkaç santim daha büyük olmalıdır. Ayrıca yastığı olası kirlenmelere karşı
koruyan, yastık kılıfından önce yastığa geçirilen yastık alezleri de kliniklerde
kullanılmaktadır. Yastık alezi, çamaşır makinesinde 90 derecede yıkanabilir, çabuk
kuruyan, ütü istemeyen özellikte ve tercihen beyaz renkte olmalıdır. Antibakteriyel ve anti
alerjen olmalı ve terleme yapmamalıdır.
Hastalar için kullanılan battaniye, sentetik ve yün karışımından üretilir. Genellikle
nevresimin içine geçirilerek kullanılır. Nevresimle birlikte ya da tek olarak kullanılabilen,
hafif, yıkanabilir ve pamuklu kumaştan yapılmış pikeler de hastanelerde sıklıkla
kullanılmaktadır.
Hastalar için çeşitli amaçlarla kullanılan yastıklar, çeşitli boyutta ve kalınlıkta, iç
dolgu maddesi pamuk, elyaf, sünger parçaları ve yünden olabilir. Yün yastıklar kullanışlı ve
rahat olmasına rağmen, temizliğinin hastane şartlarında zor olması nedeniyle tercih edilmez.
Yastığın kullanılış amaçları arasında; uyumak için başın altına koymak, hastaya pozisyon
vermek ya da desteklemek, astımlı hastaların solunumunu rahatlatmak ve ekstremiteleri (kol
ve bacaklar) yükseğe kaldırmak sayılabilir.
Hasta odasında her hasta yatağı için yatağının başucunda hastanın bardak, su, peçete
gibi günlük kullanabileceği eşyalarını koyabileceği çekmeceli, tekerlekli, küçük etajer
bulunur. Son yıllarda kullanım kolaylığı ve yerden tasarruf sağlaması nedeniyle, yemek
masası aparatı da bulunan etajerler tercih edilmektedir. Etajerde yemek masası aparatı yoksa
her hasta için bir adet, yüksekliği ayarlanabilen, tekerlekli, yatak üzerinde kolay hareket
edebilen yemek masası bulunur.
Hasta odasında hastanın ya da refakatçinin oturabileceği bir sandalye, gerektiğinde
refakatçinin yatıp dinlenebileceği pozisyon verilebilen bir koltuk/ kanepe bulunmalıdır.
Sandalyenin, dayanıklı ve rahat olması gerekir. Kolay temizlenebilen, üzerinde
mikroorganizma barındırmayan malzeme ile kaplanmış olması tercih edilmelidir.
Çağrı Sistemi: Tüm hasta odalarında çalışır durumda yatak başı bağlantılı çağrı
sistemi bulunmalıdır. Çağrı sisteminin çalışıp çalışmadığı sürekli kontrol edilmelidir. Hasta
ve refakatçilerine kullanımı ile ilgili bilgi verilmeli, acil durumlar dışında kullanmamaları
gerektiği hatırlatılmalıdır.
Çağrı sisteminin çalışma prensibi şöyledir: Hasta, el setindeki hemşire çağrı
düğmesine bastığında, hemşire bankosundaki hemşire çağrı gösterge paneli üzerinde; hasta
oda ve yatak numarası flaş eder ve sesli ikazda bulunur. Aynı anda hastanın oda kapısı
üstündeki ikaz lambası flaş eder. Hemşire, hasta odasına gelip hasta yatak başı ünitesi
üzerindeki ışıklı hemşire iptal butonuna bastığında kapı üstü ışığı sürekli yanmaya başlar,
hemşire çağrı gösterge paneli üzerinde flaş eden oda numarası ise söner. Kapı üstündeki
ışığın sürekli yanmaya başlaması hemşirenin o hasta odasında olduğunu gösterir. Hemşire,
odadaki işi bitince kapı çıkışındaki iptal anahtarına bastığında hastanın oda kapısı üstündeki
ikaz lambası ışığı söner. Örneğin resim 1.15 deki göstergede, üstteki rakamlar 218 ve 219
numaralı odaların 3.yataklarında yatan hastaların çağrı zilini kullandıkları görülmektedir.
Merkezi Oksijen Sistemi: Hastanın rahatsızlığı ile ilgili oksijen verilmesi gereken
durumlarda kullanılmak üzere tasarlanmış, merkezi oksijen sistemi olmalıdır. Merkezi
sistemde, oksijen belli bir merkezden duvar içindeki boru sistemi ile hasta yataklarının
başucuna kadar ulaştırılır. Oksijenin duvardan çıkış yerine flowmetre (oksijen akımını ölçen
alet) ve humidifer (oksijen nemlendirme kabı) yerleştirilir ve ihtiyaç halinde buradan
kullanılır. Hasta başı ünitesinin bulunmadığı durumlarda, hasta odasına iki yatak için 1 mobil
(hareketli-taşınabilir) oksijen tüpü konulmalıdır. Oksijen tüpleri, çelikten veya hafif
metalden yapılmış, kullanıldıkları yere göre çeşitli büyüklükte ve hacimde olan tüplerdir.
Regülatör ( Basınç Ayarlayıcı / Düzenleyici): Oksijen tüpündeki basınç, hastaya
oksijen vermek için çok yüksektir. Tıbbî açıdan kullanılabilmesi için basıncın uygun
seviyeye (40-70-psidpound) düşürülmesi gerekir. Bu nedenle basıncı düzenlemek üzere,
regülatör adı verilen göstergeli düzenleyiciler kullanılır. Regülatör, oksijen tüpüne tam
oturtulmalıdır. Gevşek yerleştirilmiş bir regülatör, tüpü patlayıcı bir şekle dönüştürebilir. Tek
yönlü ve iki yönlü olmak üzere iki çeşit regülatör vardır. Kullanıma daha elverişli
olduğundan tek yönlü olanlar yaygındır.
Flowmetre (Akımölçer/ Debimetre): Hastaya verilen oksijenin litre olarak
dakikadaki akış hızını ayarlar. Değişik çeşitleri mevcuttur. Flovmetreler genellikle âcil
olarak kullanılacak olan oksijen tüplerinin üzerindeki basınç düzenleyicilerin üzerine sabit
olarak yerleştirilir. En sık kullanılan flovmetreler, “basınç ayarlı” akımölçerler ve “bourdan”
akımölçerlerdir.
Basınç ayarlı akımölçerlerde işaretli bir tüp içinde küçük bir boncuk vardır. Tüpün
içindeki akıma göre bu boncuk yukarı çıkar. Gaz akımı boncuğun alt tarafından iğneli bir
valf ile kontrol edilir. Gazın gelişini engelleyen bir durum, örneğin; hortumların kıvrılması,
boncuğun aşağı düşmesine neden olur. Çünkü bu boncuk sadece gelen gazın basıncını ölçer.
Basınç ayarlı akımölçerler yer çekiminden etkilenir, bu nedenle mutlaka dik pozisyonda
tutulması gerekir. Bourdan akımölçer, yer çekiminden etkilenmendiği ve her pozisyonda
kullanılabildiği için âcillerde en çok kullanılan akımölçerdir. En büyük dezavantajları
tüplerde herhangi bir kıvrılma olduğunda daha yüksek bir basınç göstermesidir.
Humidifer (Oksijen Manometre Kavanozu, Nemlendiriciler): Oksijen kaynağından
gelen oksijenin nemlenmesini sağlayan, cam veya plastikten yapılmış, akımölçerlere bağlı
olarak kullanılan bir oksijen kaynağı ekipmanıdır. Nemlendirici, genellikle kırılmaz cinsten
bir kap ve üzerine yerleştirilmiş akımölçerden oluşur. Oksijen verme işleminden önce
humidiferin 2/3‟ü steril suyla doldurularak çalışıp çalışmadığı kontrol edilir. Merkezi
sistemden ve tüpten gelen O2 kurudur, içinde hiç su buharı yoktur. Bu nedenle O2 verilirken
hastanın mukozalarının kurumasını önlemek için nemlendirme çok önemlidir. Ağız, burun
ve akciğerlerde mukozaların aşırı kuruması solunumu zorlaştırır.
Humidiferin içindeki su azaldığında üstüne ekleme yapılmamalı, temizlenip
dezenfekte edildikten ve kurutulduktan sonra kap yerine takılarak tekrar steril su ile
doldurulmalıdır. Kullanılmayan humidiferler boş, temiz ve kuru tutulmalıdır. Bu su kabı
kuru ve temiz tutulmazsa yosun/ tortu bağlayarak çeşitli bakterilerin, mantarların üremesine
yol açar. Sonuçta bu mikroplar doğrudan hastanın solunum yollarına yerleşir. Bu nedenle her
uygulamadan sonra humidifer yıkanıp steril distile su ile doldurulmalı ve haftada bir kez
uygun dezenfektanlar ile temizlenmelidir. Tek kullanımlık nemlendirici kaplar tercih
edilmelidir. Tekrar kullanılabilir özellikte ise yeni yatan bir hasta için önceki hastadan
kalmış humidiferler kesinlikle kullanılmamalıdır. Her yeni hasta için temizlenip dezenfekte
edilmiş ve kurutulmuş yeni bir humidifer kullanılmalıdır.
Kliniklerde solunumu olan hastalara oksijen verme işlemi sırasında; nazal kanül, basit
yüz maskesi, kısmî geri dönüşümlü maske, geri dönüşümsüz maske, venturi maske,
nebulizer maske kullanılır. Bu malzemeler hastaya özel olmalıdır. Bir hastanın malzemesi
başka bir hastaya kesinlikle kullanılmamalıdır.
Nazal Kanül: Hastanın burun deliklerine yerleştirilen yaklaşık 1,5 cm uzunluğunda
iki tane burun deliği çıkıntısı olan, ince uzun polietilen ya da plastikten yapılmış, iki ucu açık
hortum şeklindedir.
Nazal (Orofarengeal) Kateter: Burun girişinden orofarenkse kadar itilen distal
kısmında birkaç çıkış deliği olan plastik kateterlerdir
Oksijen maskeleri: Kauçuk veya plastikten yapılmış, ağız ve burnu içine alacak
şekilde düzenlenmiş, akciğerlerin oksijenlenmesi ve ventilasyonu için kullanılan araçlardır.
Üzerindeki lastik ve burun klipsi, maskenin yüze rahatça takılmasını sağlar.
Aspiratör: Ürettiği vakum (emme) gücü ile yabancı maddeleri emerek ortamdan
uzaklaştıran cihazdır. Tıp alanında kullanılan aspiratörlere cerrahi aspiratör denir. Cerrahi
aspiratör, ürettiği negatif basınçla vücut boşluklarındaki istenmeyen sıvı, sekresyon, partikül
vb. emen ve bir toplama kavanozunda biriktiren cihazdır. Farklı çeşitleri vardır. Merkezî
aspiratör, güçlü bir vakum ünitesinin emiş gücünü, steril borular ile hasta başı ünitesine
aktararak çalışan sistemdir. Mobil aspiratörler ise kesintisiz güç kaynağı ile çalışan,
tekerlekli, genellikle tek toplama kavanozuna sahip cihazlardır. Aspiratör kavanozu cam ya
da sert plastikten yapılmış sekresyonların biriktiği kaptır. Kavanoz en az 2 litre kapasiteli
üretilir. Dolduğu zaman otomatik olarak kapanacak şekilde vana sistemi bulunur.
Aspiratörün vakum gücü vakum ayarlama düğmesi ile ayarlanır. Aspiratör sondaları
hastaya uygun ve steril olmalıdır. Hasta başında bulunan ve aspirasyon sondasının
temizlenmesinde kullanılan steril su, 8 saatte bir değiştirilmelidir. Yatak başı ünitesi yoksa
gerektiğinde mobil aspiratörler kullanıma hazır bulundurulur.
1.4.Hasta Odasının Yerleşim Planı
Hasta odaları temel olarak; hastayla ilgili alan, ayak duvarı, baş duvarı, refakatçi alanı,
dolaşım alanı, doktor/hemşire bakım alanı ve banyo/tuvalet olarak bölümlendirilebilir.
Bunlar:
Ayak duvarı: Hastanın ilk görsel odak noktası olduğu için, ayak duvarına
monte edilen tıbbi bakımla ilgili donatıların sayısını en aza indirerek ve tüm
unsurları birleştirerek ve basitleştirerek görsel kargaşa azaltılmalıdır.
Baş Duvarı: Personelin teknik gereklilikleri en uygun şekilde uygulamasına
imkân vererek, tıbbi alet ve tesisatın görünebilirliğini hasta ve ziyaretçiler
açısından en aza indirecek şekilde tasarlanır.
Refakatçi Alanı: Aile; hasta yatağına yakın olmalı, oturma alanından hastayı
ve televizyonu rahatça görebilmeli, ailenin hastabakıcı alanından ayrı, yeterli
alanı ve uyuma bölgesi mevcut olmalıdır.
Dolaşım Alanı: Hastanın başucuna erişimde yeterli personel alanı olmalı, hasta
etrafında dolaşımda hastabakıcı yardımı için ilave yer olmalı, hastayı oda içi ve
dışına taşınmada sedye için engelsiz taşıma yolu olmalıdır. Birden fazla yatak
bulunan odalarda donanıma ve yataklara geçiş mümkün olacak şekilde her
yatağın ayak kısmının önünde 110 cm ve iki yatak arasında 120 cm’lik bir
açıklık olmalıdır. Tek kişilik odalarda ayak kısmında ve yatağın her iki yanında
en az 110 cm’lik açıklık bulunmalıdır.
Doktor / Hemşire Bakım Alanı: Personel engellere takılmaksızın yatak
etrafında hareket edebilmeli ve ekipman için yeterli yer olmalı, malzemelere
erişimde hasta odasının bitişiğinde veya içinde malzemeler için yer olmalı,
odada veya koridordaki sabit bir yerde bilgi erişimi için bilgisayar bulunmalı,
tıbbi personelin kullanımı için el yıkama alanları olmalıdır.
Hasta ve Refakatçinin Ortak Alanı-Tuvalet /Banyo: En yaygın hasta odası
tuvaleti yerleşim düzeni; iç tuvalet odası, dış tuvalet odası ve iç içe geçmiş veya
ortada yer alan tuvalet odası şeklindedir. Genelde hasta odalarında tuvalet ve
duş bölümü aynı odada bulunur.
Hasta Odasında Alınacak Güvenlik Önlemleri
Güvenli bir ortamın sağlanmasında; kazalar, hastane enfeksiyonları ve çevre
kirliliğinden kaynaklanan durumları tespit etmek ve önlemler almak esastır. Hastanelerde en
sık görülen kaza, düşmelerdir. Düşmeler özellikle yaşlı hastalarda, geriatri servislerinde ve
genellikle sabahın erken saatlerinde görülmektedir. Düşme riski olan hastalar belirlenmeli ve
hastanın bağımsızlığı gereksiz yere kısıtlanmamalıdır. Alınabilecek başlıca önlemler
şunlardır:
Yatak yapımı, hastanın hijyenini sağlama gibi durumlarda indirilen karyola
kenarlıkları işlem sonunda kaldırılmalı.
Hastanın kişisel ihtiyaçlarını karşılayan etajeri, yemek masası, sandalyesi
ulaşabileceği yakınlıkta, yatağına yakın olarak yerleştirilmeli.
Çağrı zili hastanın her zaman rahatlıkla ulaşabileceği yerde olmalı, banyo ve
tuvaletlerde çalışır durumda bulunmalı, hasta ve refakatçileri tuvalet ve
banyonun içeriden kilitlenmemesi konusunda uyarılmalı ve tuvalet kapıları
dışarı doğru açılacak şekilde düzenlenmeli.
Tekerlekli yataklar, tekerlekli sandalyeler, boş sedyeler hasta ve çalışanlara
çarpmayacak şekilde, frenleri kilitli olarak bırakılmalı.
Destekli yürüyebilen hastaların kullandığı baston ya da koltuk değneği kolay
ulaşabileceği yakınlıkta, diğer hastaların ise takılarak düşmesini engelleyecek
şekilde yerleştirilmeli, koridorlarda hastanın yürürken tutabileceği bantlar
bulunmalı.
Çevre düzenli olmalı, yerlerde üstüne basılabilecek kablo vb. gereksiz eşyalar
bulunmamalı, kullanılmayan her türlü malzeme odadan alınmalı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder